Var olmanın en önemli değeridir sorumluluk.
Bir hareketin sorumlulukla irtibatlı olması için gerekli olan en önemli unsuru insani yönüdür. İnsan sevgisi, samimiyet, İlim aşkı, imar ve inşa düşüncesiyle, menfaatsiz gayretlerle insanlığa karşı vazifelerimizi yerine getirmek.
Sosyal sorumluluk, insanların ve toplumların birbirlerine duyarlı biçimde davranmasıdır. Problemlerin üst üste yığıldığı bir dönemde dünyaya geldiğimiz için bazen hâlimizden şikâyet edebiliyoruz.
Ne var ki insan, içinde yaşadığı problemlerden kaçmaya değil, bunlarla yüzleşmeye ve bunları çözmeye talip olmalıdır. Sosyal Sorumluluk çalışmaları , çevresel, sosyal, kültürel ve ekonomik problemlere karşı çözümler üretmek, ihtiyaçlara yanıt vermek amacıyla yapılan faaliyetlerdir.
Günümüzde sosyal sorumluluk kavramını kültür haline getiren kurumların, genellikle toplumun problemlerine cevap vermek yerine, kurumun kendi varlığını borçlu olduğu kişilere fayda sağlamak amacıyla çalıştığını görüyoruz. Oysa işletmeler toplumla beraber ortak bir değer oluşturmaya çalışmalıdırlar. Bireyler sadece kendisi için değil, içinde olduğu toplum için de çalışmalı ve zenginleştirmelidirler.
Sosyal sorumluluk bilinciyle toplumun ihtiyaçlarını fark ederek, çözümün bir parçası olmaya çalışarak yaşadığımız dünyayı güzelleştirebiliriz.
Problemlere karşı duyarlı olmak, aktif olarak katılım sağlamak çözüme kolaylıkla ulaşmayı sağlayacaktır.
Dünyamızda çözüm bekleyen birçok problem var maalesef. Sağlığımızı tehdit derecesine ulaşan çevre kirliliği, salgın hastalıklar, doğal afetler, susuzluk, açlık, yoksulluk, eğitimsizlik gibi çözüm bekleyen yüzlerce problemimiz var. Dünyanın birçok coğrafyasında eğitim hakkını, bilgi alma hakkını kullanamayan insanlar var. Problemlerden kaçmak çözüm olmadığı gibi hiçbir fayda sağlamayacaktır.
Sosyal sorumluluk bilinci ile bu sorunları ortadan kaldırabiliriz. Çözüm yolları bireylerin, kurumların ve toplumların beraber çalışmasıyla bulunabilir. Çevre kirliliğini önleme adına çöpleri plastik, cam, kâğıt olarak ayrıştırmak ve dönüşümü sağlamak en basitinden bir çözüm örneğidir. Temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan insanlar için yardım faaliyetlerinde bulunabiliriz, yardım derneklerinin çalışmalarına katılabilir, gönüllü olarak destek olabiliriz.
Yaşanabilir bir dünya için birlikte, el ele sorunların çözümü için çalışmalıyız.
Sorunları konuşmak veya uzaktan bakıp geçmek çözüme hizmet etmeyecektir.
Bunun için adım atmalı ve değiştirmek için projeler üretmeli, yapılmış olan projeleri desteklemeli, çözümün bir parçası olmak için çabalamalıyız.
Afrika’da Bantu dilinde ”Ubuntu” kelimesinin karşılığı; ‘Ben biz olduğumuz zaman , benim” olan düşünce temelinde sevgi, şefkat, saygı, paylaşma ,birliktelik gibi değerleri barındırır. Bu düşünce de “Yaşatma İdeali”dir. Bizler de yaşatma ideali ile birey ve kurumlar olarak sosyal sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz.
İnsanlık için tüm yapılanlar toplum huzurunun ve iyiliğinin yanında bireyin de iç huzuruna ulaşmasını sağlayacaktır.